DAMLAYA DAMLAYA GÜL OLSUN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AB' NİN TÜRKİ'DEN RESMİ İSTEKLERİNDEN BAZILARI

Aşağa gitmek

AB' NİN TÜRKİ'DEN RESMİ İSTEKLERİNDEN BAZILARI Empty AB' NİN TÜRKİ'DEN RESMİ İSTEKLERİNDEN BAZILARI

Mesaj tarafından YamanTurk Paz Kas. 11, 2007 10:55 pm

AVRUPANIN TÜRKİYE`DEN RESMİ İSTEKLERİNDEN BAZILARI

• Özgürlükler, demokrasi, insan hakları, dini özgürlükler ve yasal düzenlemeler tamamlanmazsa görüşmeler nitelikli çoğunlukla durdurulacak.

• AB`nin finansal perspektifi sebebiyle müzakereler 2014`ten önce bitirilmeyecek.


• Müzakerelerin başlamasının otomatik üyelik anlamına gelmeyeceği bildirilecek.

• Tüm dini topluluklar ve azınlıklara mülkiyet hakları, tüzel kişilik, okul ve kuruluşlarını açma ve idare etmede süratle eşitlik muamelesi sağlanacak.


• Heybeli ada ruhban okulu açılacak.

• Köye dönüşler sağlanacak koruculukkaldırılacak. (Aponun talebi)


• AİHM kararları tam olarak uygulanacak.

• Zana gibi tüm siyasi mahkumlar ve fikir suçluları (adı geçenler terör suçlularıdır.) serbest bırakılacak


• Ana dillerde eğitim ve yerel yayın yapılacak.

• Müslüman olmayan azınlıklara (rum ermeni yahudi ve suriye ortodoksları) da eğitim ve yayın hakkı verilecek.


• Seçimlerde yüzde 10 barajı düşürülecek. Etkili kürt partilerinin, TBMM`de geniş temsili sağlanacak.

• Pkk`lılarla uzlaşma ortamı sağlanacak.


• Dışarıdaki kişilerden dönmek isteyenlerin dönüşü sağlanacak.(Iraktaki Mahmur kampındakiler kastediliyor.)

• KKTC`den Türk Kuvvetleri çekilecek, üye devletlerden birisi olan Kıbrıs Cumhuriyeti tanınanacak. Kıbrıs bandıralı gemilerin girişine izin verilip ticari ilişkiye geçilecek.


• Ege sorunu Lahey Adalet Divanına gitmeden önce çözülecek.

• Ermenistan`la ilişkilerin geliştirilmesi için bağımsız uzmanlardan oluşan bir komite geçmişteki trajik olayları değerlendirecek (Türkiye soykırımı tanıyacak) ve en kısa zamanda ermenistan sınırı açılacak


• İran, Irak ve Suriye`ye daha çok su verilecek.

• Mülteci ve göçmenler ilk giriş yaptıkları ülkede, yani Türkiye`de kalacak.


• Sivil Toplum Kuruluşları geniş yetkileri haiz olacak, istediği polis merkezini istediği an denetleyecek. (Benzer bir talep Sevr`de Yünanistan tarafından gündeme getirilmiştir.)

• Türk yetkilileri, Avrupa Parlementosu`nun sık ziyaretler ve diyaloglarına (teftişlerine) sınırlama getiremeyecek


• Askerin politik rolü daha da sınırlandırılaracak ve bu uygulamada görülecek.

Not: Bu maddeler 17 aralık 2004 tarihinde toplanan avrupa parlementosunun karar metninden alınmıştır.





Forumdan Başlıklar




Kara Kuvvetleri Komutanı PKK'nın tehlikeli bir tırmanış içerisinde olduğunu, sayılarının Abdullah Öcalan'ın yakalandığı dönemdeki sayıya ulaştığını söylüyor.. Komutanın açıklamalarına göre PKK'lılar Türkiye'ye yeniden militan sokuyorlar..
Gitmişler, geri geliyorlarmış...

Bu işleri biraz bilen ve takip eden biri olarak şunu söyleyebilirim. Çetenin Türkiye'deki elemanları bir yere gitmediler. Silahları saklayıp Türkiye'ye dağıldılar .Yaşları ilerleyenlere farklı görev verildi, gençleri farklı görevler aldılar. Hem para hem de siyaset dünyasında etkinlik arayışına girdiler.

Mafya biçiminde örgütlenmeyi güçlendirip sokaklara hakim oldular.

Çocuk çeteleri, kapkaç çeteleri kontrollerindedir...

Uyuşturucu, nataşa işleri, topark, seyyar, amele, garson ...
Korsan cd, kitap... gece kulüpleri barlar.

Tahsilat... arazi yağması, korsan mahalleler.. okul kantinleri, bozuk gıda,

Dahası...
Devlet ihaleleri, doğulu müteahhitlere ofis oluşturma... K. Irak'ta taşımacılık ve öteki legal işleri kontrol...

Bu ve benzeri işler PKK egemenliğinde gerçekleşmektedir.

PKK'nın eğitimli silahlı gücü, Apo Türkiye'ye getirildikten sonra, strateji gereği işte bu işlere yönlendirildiler. Büyük illerde kurtarılmış mahalleler, bu mahallelerde komiteler oluşturuldu.

Hazine arazileri Doğu ve Güneydoğu'dan taşınan milis ailelere işgal ettirildi. Bu ailelerin erkeklerine ayrı, kadınlarına ayrı, çocuklarına ayrı görevler verildi.

Her ilde en az 20 bin kişilik gösteri gurupları yaratıldı. Bu guruplarda kadın ve çocuklar, özel eğitimden geçirilip görevlendirildi. Eğitimler, parti tabelası taşıyan, PKK yan kuruluşlarında verildi.

Binlerce eğitimli militan ve örgütledikleri milisler, toplum içerisinde taksi şöförü, garson, inşaat işçisi, üniversite öğrencisi, müteşebbis iş adamı, politikacı, vs olarak istihbarat görevlisi, toplum mühendisi gibi dolaşmaktadır.

Apo yakalandığında silahları saklayıp toplum içerisine katılan militanların yerine yeni gençler eğitim için dağa gönderilmeye başlandı.

Silahlı güçler gençleştirildi.

Çatışma olmadığı için Kandil Dağı rahatça eğitim karargahı haline getirildi. Burada ayrıca "özel birlik" eğitimlerine uygun merkezler yaratıldı.

Hem Türkiye'den hem de Avrupa'dan gençlerin ailelerinden alınarak buraya taşınıp silahlı güç haline gelmeleri sağlandı.

Peki bu işler nasıl oldu..?

Bugün geriye doğru bakınca Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye verilişinde garip bir durum olduğu kuşkuları ortaya çıkıyor. Şunu görüyoruz ki; Türkiye Apo için yıllardır güvenli bir barınaktır. Büyük bir sağlık ordusunun da kontrolünde hayatını sürdürmekte, İmralı'daki ofisinde siyasi hamlelerini yapmakta, stratejiler hazırlamakta, danışmanları gibi işlev görev avukatları, kardeşleri ile tebaasını kolayca yönlendirmektedir.
Türkiye, Suriye'deki karargahında bunun tepesine binemedi.. Üstü kapatılan iddialara göre Ankara'dan hem siyasi kimliklerden sırf iktidar koltuğunu ele geçirme uğruna Apo'ya haberler uçuruldu ve güvenlik birimlerinin elinden kurtulması sağlandı. Dönemin jandarma komutanı, MİT başkanı "yerinin bilindiğini, nefes aldığının bile takip edildiğini" söylemelerine rağmen, ele geçirme konusunda pasif kalındı. Bir ara, "istihbarat birimlerinin hoş adamı" olarak tanınan bir prof yanında danışman olarak belirdi. Apo'nun bu kişiyi yadırgamadan yanında tutması, itibar göstermesinin yanında, aynı kişinin daha sonra hiçbir şey olmamış gibi Türkiye'ye dönmesi de garip bir durum olarak ortada kaldı.

Sözün özü, Abdullah Öcalan oldukça rahatsız bir Suriye karargahından alında "Hesaptaki Irak işgali ve ısınacak bölge de düşünülmeli" bir tur attırıldıktan sonra İmralı'ya yerleştirildi.. Hem de can güvenliği Türkiye'ye yasa ile onaylattırıldı.

Bu durumu hangi güç sağlayabilir sizce?..

Evet aynen öyle.. Apo İmralı'da iken Kandil Dağı'ndaki militanları da ABD tarafından güvenceye alındı. Türkiye'ye "operasyon olmaz" denildi. ABD'nin karanlık güçleri PKK ile kandil dağinda defalarca buluştu. Kendilerine ABD'nin işgal birliklerinde yer verilmesi gündeme geldi. Dahası da var. ABD Türkiye'den üs talep ediyor. Buralara ABD askeri yerleştirilmesi söz konusu. Kandil'in PKK'lılarının ABD üniforması ile topraklarımıza taşınması tehlikesi bile mevcut. Amerikalıların PKK'lılara Türkiye'ye gitmelerini ve siyaset yapmalarını tavsiye ettiği de biliniyor. Bu planın parçası olarak Türkiye'ye AB kanalı ile genel af baskısı yapılıyor.

Zaten önceki hükümetin Rahşan affı,bu dönemin de pişmanlık yasası bir çok PKK'lının serbest kalmasını sağladı. Bu militanlar Türkiye aleyhine faaliyetlerini, kaldıkları yerden sürdürüyorlar.

Ve yeni af bekleniyor...
Şaşırmayın bekleyin, şunu da görebiliriz... Leyla Zana ve orhan Türkdoğan yeniden yargılanıp çıktılar biliyorsunuz... Şimdi devlet pasaportu ile VİP ikram görüyorlar.. Bu itibarı onlara kim sağladı..?

Avrupa Birliği...

Şimdi sıra Apo bey de!..

"Hadi bakalım bu muhteremi de yeniden yargılayın, Bize başvurusu var adil yargılamamışsınız "
Diyecekler görürsünüz...

Yapacak bir şey yoktur.. Böyle bir birlikteliğe imza atmak istiyoruz ve, adamlar bu işlerin böyle gelişmesini de önümüze şart diye koyuyorlar..

Söylediğimiz gibi PKK bir yere gitmediki geri gelsin...
Taa en başında Abdullah Öcalan ve çetesini finanse edip silahlandıran, kendi öncü birliği olarak Türkiye'ye süren Avrupalılar Amerikalılardır...

Apo bunların paralı askeridir, peşine düşerek ham hayal kovalayanlar aslında Avro-ABD niyetlerinin figuranlarıdır. Daha son kullanma tarihi bitmediği için Batı, paralı askerini İmralı'da güvence altına almıştır. Ardından PKK'lılara dönerek silahlarının namlularını yere çevirerek beklemeye geçmelerini, kendilerinden haber beklemelerini istemiştir.

PKK silaha doğru hareketleniyorsa düğmeye basan bellidir.

Türkiye de son yaşanan gelişmeler, dışarının da açıkça desteği ile Türkiye’nin etrafında sıkça görmeye alıştığımız, planı,amaçlı ve bilinçli ayaklanmanın bir provası ileride yapılacak eylemin tüm katmanlarını da kapsayacak şekilde, tüm yurtta bir genel provası yapılmıştır. Bunun medya ayağı da olayı masum bir kutlama olarak göstererek, dışarıdan gelen destekçilerinin, memleketin dört bir yerine dağılarak eylemlere katılmasını hiç işlemeyerek kamufle görevini başarı ile yerine getirmiştir. Ancak, sayın Kuvvet Komutanın ve akabinde olay üzerine Genel Kurmay Başkanının açıklamaları bazılarının üzerinde soğuk duş etkisi yapmış olacak ki , hemen bazı medya yazarları (?) ifadelerini daha saklı sunarken bazıları da saf değiştirme eğilimi içerisine girmişlerdir.
Zorlasınlar bakalım Türk halkının sabrı nereye kadar.
Ancak şuna çok dikkat edilmelidir, dış destekli siyasal Kürtçülerle aynı kaderi paylaştığımız insanlar,hiçbir şekilde zarar görmemeli. Olara da bir an önce siyasal Kürtçülerin gerçek yüzü gösterilmelidir. Aksi halde tüm bölge halkının nasıl özgürleştirildiklerini tüm dünyanın gözü önün de görülmektedir.

OLMAYA CİHANDA DEVLET, BİR NEFES SIHHAT GİBİ.........

YamanTurk

Mesaj Sayısı : 9
Kayıt tarihi : 09/11/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz