ECDADIMIZ
2 sayfadaki 2 sayfası
2 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
SULTAN ÜÇÜNCÜ OSMAN
SULTAN III. OSMAN
Babasi . Ikinci Mustafa
Annesi . Sehsuvar Valide Sultan
Dogumu : 2 Ocak 1699
Vefati . 30 Ekim 1757
Saltanat: 1754 - 1757 (3) sene
Üçüncü Osman Istanbul'da dogdu. Terbiyesi ile çok dindar olan annesi mesgul oldu.Çok cömert birisi idi. Fakirlere son derece sefkat gösterirdi. Hattatliga çalisti ve çok güzel yazilar yazdi. Hazreti Peygamberimizin Kademi Seriflerini tersim ederek, yanino bir de tugra yaptiktan sonro, Eyüp Sultan Türbesine hediye etti.Üçüncü Osman sert. asabi ve tez hüküm veren bir mizaca sahipti. Kadinlara karsi çok dikkatliydi. Sarayda gezinirken, ökçeleri çivili ayakkabi giyer, gezdikçe ayak. tikirdilarini duyan kadinlar odalarina kaçarlardi.Tahta çiktiginda 56 yasina yaklasiyordu.Zamanindaki mühim hadiseler sunlardir : 1755'te Haliç dondu. Ayni sene Istanbul'un yaridan çogunun zarar gördügü bir yangin oldu. Bir sene sonra ikinci bir yanginda da 4000'e yakin ev yandi. Birinci Mahmud'un yaptirdigi Nuruosmaniye Camii bu devirde (1755'te) ibadete açildi.Devrinin Seyhülislâmlari : Feyzullah Zâde Murtaza Efendi, Vassaf Abdullah Efendi, Damadzâde Feyzullah Efendi, Dürrizâde Mustafa Efendilerdir. Üçüncü Osman 58 yasini geçtigi bir sirada vefat etti. Cenazesi Yeni Camii yanindaki Sultan Mahmud Han'in yanina defnedildi. (Allah rahmet eylesin.)Reisül - Hattatiyn Egrikapili Hoca Mehmed Rasim Efendi (H. 1169), Seyh Ekici Mehmed Efendi, Uçüncü Osman zamaninda vefat etmislerdir. Çocugu yoktu.
Kaynak: Osmanli tarihi
SULTAN ÜÇÜNCÜ MUSTAFA
SULTAN III. MUSTAFA
Babasi . Üçüncü Ahmed
Annesi . Mihrimah Sultan
Dogumu : 28 Ocak 1717
Vefati . 21 Ocak 1774
Saltanati : 1757 - 1774 (17) sene
Üçüncü' Mustafa orta boylu, iri gözlü, yassi burunlu ve siyah sakalli idi. Heybetli ve kuvvetli bir vücuda sahipti. Çok iyi bir tahsil yapti. Çok çaliskan ve cömert bir insandi. Bilhassa siirde büyük kabiliyeti vardi. (Cihangir) mahlasiyla yazdigi siirler pek maruftur. Meshur Siirlerinden birisi ,sudur :
Yikilipdur bu cihan sanmaki bizde düzele,
Devlet-i çerh-i deni verdi kâmu müptezele.
Simdi ebvab-i saadetle gezen hep hezele,
Isimiz kaldi hemân merhamet-i Lem Yezel'e.
Astronomi ile mesgul oldu. Islâm ve Osmanli tarihlerini gayet genis olarak tetkik etti.Memleketine en büyük felâketin Rusya'dan gelecegini çok iyi bildiginden, müdafaa için geceli gündüzlü çalisarak, her türlü hazirligi yapti. Muharebelerde sarfedilmek üzere iç ve dis hazineyi altin ile doldurmustu.Tahta çiktiginda 40 yasinda idi. Devletin büyük bir islahata ihtiyaci oldugunu Çok iyi bilen ve bu hususta mühim hamleler yapan bir hükümdardi. Süveys Kanali'ni bile açtirmayi düsünüyordu. Fakat is basina getirecek kiymetli kimseleri bulamamanin üzüntüsü içindeydi.1766 senesinde olan zelzelede yikilan Fatih ve Eyyüb Sultan Camilerini ve bütün Istanbul'u adeta yeniden imar etmistir. Kara ve Deniz Mühendishaneleri onun zamaninda kurulmustur. (1764) 1768'de Rusya ile savas basladi ve 1774 senesinde bitti. Savas neticesinde Kaynarca Anlasmasi yapildi. Büyük ve önemli ölçüde toprak kaybi oldu. Devletin esas gerileme devri de bundan sonra basladi Rus savasinda üzüntüsunden hastalanmis ve vefat etmistir. Vefatinda 57 yasina yaklasiyordu. (Allah rahmet eylesin.)Lâleli Camii 4 sene içinde bu devirde insa edildi. Seyh Abdullah Kaskari bu devirde vefat etmistir ve Eyüp'de medfundur.
Erkek çocuklari : Üçüncü Selim, Mehmed.
Kiz Cocuklari : Sah Sultan, Fatma Sultan,Bekhan Sultan, Fatma Sultan, Hibetullah
Kaynak: Osmanli tarihi
SULTAN BİRİNCİ ABDULHAMİD
SULTAN I. ABDULHAMİD
Babasi . Üçüncü Ahmed
Annesi . Rabia sermi Sultan
Dogumu : 20 Mart 1725
Vefati . 7 Nisan 1789
Saltanati : 1774 - 1789 (15) sene
Birinci Abdülhamid Istanbul'da dogdu. Annesi ona kuvvetli bir tahsil yaptirdi. Zamanindaki mevcut tarihlerin,hepsini gözden geçirdi.Hat sanati ile de mesgul oldu. Çok hassas ve nazik bir insandi. Zamaninda bir çok islahat ve imar hareketlerinde bulunmustur.Osmanli Devleti'nin gerilemeye basladigi bir zamanda padisahlik yapmasi onun sahsiyetine gölge düsürmemistir. Tahta çiktiginda geleneklerin disina çikarak cülus bahsisi dagitmadi.Devrindeki bazi mühim hadiseler :1775'de Iran savasi basladi ve 1779'da bitti. Taraflarin kan akitmaktan baska hiç bir menfati olmadi.1787'de Almanya ile savas basladi. Almanlar çok ümitlerle girdikleri bu savasi kaybettiler.
1779'da Aynalikavak Anlasmasi yapildi.1783'de Kirim Hanligi sona erdi.
1787'de Rusya ile yeniden savasa girildi.1788'de Almanya'ya karsi Sebes Zaferi elde edildi. Bu zaferden sonra Birinci Abdülhamid'e Gazi ünvani verildi.Alman harbinde düsen, Özi faciasi meydana geldi ki, bu kaleyi ellerine geçiren AImanlar tek fert birakmadan sivil ve asker bütün halki öldürdüler. 25.000 nüfusu olan Özi halkini tamamen imha ederek ellerine geçirdiler. Birinci Abdülhamid'e bu haber gelince üzüntüsünden felç oldu. Kisa bir zaman sonra da vefat etti. Vefatinda 64 yasini henüz bitirmisti. Cenazesi Bahçekapisindaki türbesine defnedildi. (Allah rahmet eylesin.)
Silsile-i Saadât-i Naksibendiyye'den Semssüddin Habibullah (k.s.) Hazretleri (H. 1195)bu devirde vefat etmistir.
Erkek çocuklari : Dördüncü Mustafa, Ikinci Mahmud, Murad, Nusret, Mehmed, Ahmed, Süleyman.
Kiz çocuklari : Esma,Emine,Rabia Alimsah, Dürrüsehvar,Hibetullah, Fatma, Meliksah.
Kaynak: Osmanli tarihi
SULTAN ÜÇÜNCÜ SELİM
SULTAN III. SELİM
Babasi . Üçüncü Mustafa
Annesi . Mihrisah Sultan
Dogumu : 24 Aralik 1761
Vefati . 28 Temmuz 1808
Saltanati : 1789 - 1807 (18) sene
Üçüncü Selim Istanbul'da dogdu. Sarayda çok güzel bir Sekilde yetistirildi. Edebiyata ve güzel yazi yazmaya çok merakli idi. Yazmis oldugu hat ve levhalardan bazilari cami ve türbelerde asilmistir.Arapça ve Farsça lisanlarina fevkalade vakifti. Çok merhametli ve nazik tabiatli idi.Devrinde olan mühim hadiseler :1791'de Awsturya ile Zistovi, 1792'de de Rusya ile Yas anlasmâsi yapildi.1793'de Nizam-i Cedid askeri teskilâti kuruldu.1798'de Napolyon'un Misir'a saldirmasiyla, Fransa ile savas basladi. 1799'da Rusya ve Ingiltere ile ittifak yapildi.Napolyon'a karsi meshur Akka müdafaasi yapildi. Cezzar Ahmed Pasa Misir'da Fransizlara boyun egdirdi. Bazi iddialara göre Napolyon bu devirde müslüman oldu.1801'de Fransizlar Misir'i mecburen bosalttilar. 1802'de Fransa ile Paris Anlasmasi yapildi.Ayni senelerde Arabistan'da (Vehhabilik)isimli bâtil mezhebin faaliyetleri görüldü. Vehhabiler üç ay müddetle Mekke'yi ve Medine'yi isgal ettiler. Bütün mübarek sahsiyetlerin kabirlerine hakarette bulundular, yakip yiktilar.1806'da Sirp ihtilâli oldu ve Ruslarla savas basladi.1807'de Kabakçi ihtilâli oldu. Bu ihtilâlle Üçüncü Selim tahttan indirildi. Bir sene sonra da 46 yasinda iken sehid edildi. (Allah rahmet eylesin.)
Dini, vatani ve milletine çok düskün olan Üçüncü Selim, ayni zamanda sairdi. Kirim'in Ruslarin eline geçtiginde su içli misralari söylemistir :
Kalalim mi kiliç altinda öyle
Oturmak dinimizde var mi böyle
Esir etmis nice tatari bir bir
Kirim Rusya'da kalsin mi söyle
OI Moskof'tan varip öcüm alayim
Ya düsman içre helâk olam söyle.
Telgraf ve Litografya bu devirde icad edilmistir. Çocugu yoktu.
Kaynak: Osmanli tarihi
SULTAN DÖRDÜNCÜ MUSTAFA
SULTAN IV. MUSTAFA
Babasi : Birinci Abdülhamid
Annesi : Ayse Saniye Perver Sultan
Dogumu : 8 Eylül 1779
Vefati . 16 Kasim 1808
Saltanati : 1807 - 1808 (1) sene
Dördüncü Mustafa Istanbul'da dogdu. Yetismesi ile annesi mesgul oldu. lyi bir tahsil yaptirdi. Diger padisahlar gibi o da hattatliga çalisti. Gayet güzel yazilari vardir. Osmanogullari içinde Besinci Murad'dan sonra en az padisahlik yapanlardan birisidir.Kabakçi Mustafa, Üçüncü Selim'in yenilesme hareketlerine karsi koyup mani olmak maksadi ile Üçüncü Selim'in de merhametinden istifade edince, Üçüncü Selim'i tahttan indirmisti Bunun üzerine âsiler tarafindan Dördüncü Mustafa padisah yapildi. Âsiler pek çok mühim mevkileri ellerine geçirdiler. ÜCüncü Selim tarafindan kurulmus olan Nizam-i Cedid'in ileri gelenleri Ruscuk'ta bulunan Alemdar Mustafa Pasa'nin yaninda toplandilar. Alemdar Mustafa Pasa büyük bir kuvvet halinde Istanbul'a gelerek âsileri temizledi ki, Üçüncü Selim'in sehid edildigi ögrenildi. Bunun üzerine Ikinci Mahmud'u tahta çikardi.Dördüncü Mustafa zamaninda Ruslarla savasa devam edildi.
Dördüncü Mustafa bir yil iki ay saltanatta kaldi. Ikinci Mahmud tahta çikinca Topkapi Sarayinin bir dairesinde oturmaya mecbur edildi. Bazi kimselerin Ikinci Mahmud'u indirip,Dördüncü Mustafa'yi tahta çikarmayi tasarlamalari üzerine, ulemadan fetva alinarak öldürüldü. Cenazesi babasi Birinci Abdülhamid'in Bahçekapisindaki türbesine defnedildi. (Allah rahmet eylesin)
Vapurun icadi bu zamanda olmustur.Emine Sultan isminde bir kiz çocugu vardi.
Kaynak: Osmanli tarihi
SULTAN İKİNCİ MAHMUD
SULTAN II. MAHMUD
Babasi : Birinci Abdülhamid
Annesi : Naksidil Valide Sultan
Dogumu : 20 Temmuz 1785
Vefatl : 30 Haziran 1839
Saltanati : 1808 - 1839 (31 ) sene
Ikinci Mahmud istanbul'da dogdu. Diger padisahlar gibi kuvvetli bir tahsil gördü. Tahta çiktiginda 23 yasinda idi. Üçüncü Selim'in, ögrenimine bizzat önem vererek yetistirdigi kiymetli bir sahsiyetti. Hattat, bestekâr ve sairdi.(Adli) mahlasayla siirler yazmistir. Cesur, temkinli, sabirli ve azimli bir tabiata sahipti.Dagilan Nizam-a Cedid askerinin yerine Sekbân-a Cedid askeri teskilâtini kurdu. Çok geçmeden âsiler ayaklaninca, bu ocaga kendiliginden dagitti.
1808'de ayaklanan âsiler, Alemdar Mustafa Pasa'yi öldürdüler. 1812'de Ruslarla Bükres Antlasmasi yapildi.1813 senesinde, Mekke ve Medine'de mukaddes yerlere hakaretlerde bulunan Vehhabiler temizlendiler. Osmanla Imparatorlugu yakilincaya kadar bir daha huzursuzluk çikaramayacak hale getirildiler.1821'de Yunan Ihtilâli oldu. Binlerce sivil halk öldürüldü.1826'da Yunan Ihtilâli bastirildi. Yeniçeri Ocagi, Seyhülislâmin fetvasi, ulemâ sinifi, asker ve halkin ayaklanmasi ile tamamen ortadan kaldirildi Bu olaya tarihçiler Vak'ay-i Hayriye diye isim verdiler. 1827'de Rus savasi yeniden basladi. 1829'da Edirne Anlasmasi yapildl. 1831 ve 1839'da Misir isyanlari oldu. 1839 senesinin Temmuz ayanda Ikinci Mahmud vefat etti. Hayati boyunca ugrasmas oldugu elim hadiselerin tesiriyle üzüntüden verem olmus ve bu hastaliktan vefat etmisti. Cenazesi Divanyolundaki türbesine defnedildi. (Allah rahmet eylesin)Ikinci Mahmud her sahada çok genis çalismalarda bulundu. Bir çok yeni mektepler açti. Büyük binalar insa ettirdi. Istanbul'daki bütün büyük camilerin tamirini yaptirdi. Un kapani Köprüsü de onun zamaninda yapildi.Mekke-i Mükerreme'de bir medrese yaptirdi ve Mescid-i Aksa'yi da tamir ettirdi.Sümbülzâde Vehbi ve Keçecizâde Izzet Molla Efendi bu devirde vefat etmislerdir.
Erkek çocuklari : Abdülmecid, Abdülaziz,dört adet Ahmed isimli sehzade, Bayezid, Abdülhamid, Süleyman, Mehmed, Murad, Nizameddin, Mehmed, Abdullah; Osman.
Kiz çocuklari : Emine Sultan, Hamide Sultan, Hayriye Sultan, Sali Sultan, Saliha Sultan,Ayse Sultan, Atike Sultan, Fatma Sultan, Münire Sultan, Fatma Sultan, Mihrimah Sultan,Adile Sultan.
Kaynak: Osmanli tarihi
SULTAN BİRİNCİ ABDULMECİD
SULTAN I. ABDULMECİD
Babasi . Ikinci Mahmud
Annesi . Bezmiâlem Valide Sultan
Dogumu : 25 Nisan 1823
Vefati . 25 Haziran 1861
Saltanati : 1839 - 1861 (21) sene
Abdülmecid Istanbul'da dünyaya geldi. Babasi ona iyi bir tahsil yaptirmak için çok titiz davrandi. Kendisi biraz zayifça idi. Çok zeki,terbiyeli, merhamet ve sefkatli bir kimseydi.Tâhta çiktiginda 16 yasindaydi. Yeni gelismeleri çok siki bir sekilde takip eder ve hemen Devlet-i Aliyyede tatbik edilmesini isterdi. Devrinde olan önemli olaylar :1839 senesinde Gülhane Hatti Hümayunu okundu. 1846'da Mustafa Resid Pasa Sadrazam oldu. Maarif alaninda pek çok ilerlemeler oldu. Bir çok meslek okullari açildi. 1848'de Macar isyani dolayisiyla Macaristan'dan çok sayida ilticalar oldu. Eflak ve Bogdan'da ihtiIali oldu. Mübarek yerler meselesi ortaya çikti.1853'de Rusya harbi basladi. Sinop baskini oldu. 1854'de Ruslar karada büyük kayiplar verdiler. Meshur Silistre müdafaasi yapildi 've Ruslar bozuldu. Yerköyü Muharebesi kazanildi. Fransa ve Ingiltere de Türkiye yaninda yer aldilar ve Kirim'a çikarma yapildi.1855'de Sivastopol alindi. Telgraf ve demiryolu hatlari yapildi. 1856'da Paris Anlasmasi yapildi. Ruslara karsi büyük menfaatler sagIandi.Abdülmecid Dolmabahçe Sarayi'ni yaptirdi
ve Ortaköy'deki Mecidiye Camiini insa ettirdi.25 Haziran 1861'de babasi gibi verem hastaligina tutularak vefat etti. Öldügünde 38 yasindaydi. Fatih'teki Sultan Selim Camii avlusundaki türbesine gömüldü. (Allah rahmet eylesin)
Silsile-i Saadât-i Naksibendiyye'den Hâfiz Ebü Said Sâhib (k.s.) Hazretleri bu devirde vefat etmistir.
Erkek çocuklari : Ahmed, Mehmed Burhaneddin, Bahaddin, Rüstü Mehmed, Seyfüddin, Osman, Ziyaeddin Mehmed, Abid Mehmed ,Abdüssamed Mehmed, Fuad Mehmed, Nureddin, Vamuk Mehmed, Abdülhamid, Mehmed Vahidüddin, Süleyman, Kemaleddin, Nizameddin,Mehmed Resad.
Kizlari : Bedihe, Behice, Samiye, Mediha, Refia, Sehime, Sabiha, Aliye, Fatma, Cemile, Seniha, Fehime, Mühibe, Mukbile, Münire, Naime, Neyyire, Behiye.
Kaynak: Osmanli tarihi
SULTAN ABDULAZİZ HAN
SULTAN ABDÜLAZİZ HAN
Sultân Abdülaziz, 1830 yılında II. Mahmûd’un Kadın efendisi Pertev-niyâl Vâlide Sultân’dan Eyüp Sarayı’nda dünyaya gelmiştir. Haziran 1861’de ağabeyi I. Abdülmecid’in vefâtı üzerine Osmanlı tahtına çıkmış ve halk tarafından Sultân Aziz diye anılmıştır. III. Selim, II. Mahmûd ve I. Abdülmecid’in Avrupa’yı taklid eden ve çevreleri tarafından suiistimal edilen hayatlarının Osmanlı Padişahları hakkındaki ortaya çıkardığı menfi imajı, Sultân Aziz yaşadığı müstakim hayatıyla telafi etmiştir. Abdülhamid gibi velâyetine inanılan bir padişah olmuştur. İntihâr meselesi, tamamen sefih bir hayat yaşayan Hüseyin Avni Paşa ve bir kaç serseri subayın tertibinden ibarettir.
Mevlevî, hattât, pehlivan, bestekâr ve Arapça ile Farsça’ya vâkıf olan Sultân Aziz, Batı Musikisi hayranlığını Saray’dan çıkarmaya çalışmıştır. Ekibi, Tanzîmât’çıların ileri gelenlerinden olan Âli Paşa ve Fuad Paşa ile daha sonra Yeni Osmanlılar arasında yer alan Mithad Paşa ve arkadaşlarıdır. En büyük şanssızlığı ekibinin tam müstakim insanlar olmayışıdır. Sultân Abdülaziz, özellikle Sultân Abdülmecid devrinde devletin israflar ve sefâhetlerle sarsılan devlet nizâmına hemen çeki düzen vermekle işe başlamıştır. Saray’daki harcamaları durdurmuştur. Devletin hazinesinin kaçak verdiği kara delikleri kapatmaya çalışmıştır.
Zamanındaki ilk olay, Haziran 1861’de baş gösteren Sırp İsyanıdır. Karadağ İsyanı Ömer Paşa tarafından bastırılınca Avrupa ayaklanmış ve Eylül 1861’de İstanbul Mukavelesi imzalanmak mecburiyetinde kalınmıştır. Bu Protokol, Sırplara daha fazla muhtâriyet vermek manasına gelmektedir.
İkinci önemli olay, Sultân Abdülaziz’in üç taht vârisini ve çok sayıda devlet erkânını alarak Feyz-i Cihâd Vapuru ile Nisan 1863’de yaptığı Mısır Seyahatidir. Yavuz’dan sonra Mısır’a gelen ikinci Osmanlı Padişahı olması hasebiyle, Mısırlılar tarafından candan tezâhüratlarla karşılanmıştır. Bu arada, Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın torunu olan Mısır Valisi İsmail Paşa da istediğini elde etmiştir. Maalesef, sadrazam ve adamlarını elde ederek, daha önce ailenin en büyük erkek evladı Mısır Valisi olacakken, Mayıs 1866’da yayınlattığı bir fermanla, Mısır velâyetini kardeşi Mustafa Fâzıl Paşa’dan alarak oğlu Mehmed Tevfik Paşa’ya vermiştir. Daha sonra Osmanlı Maliye Nâzırlığına getirilen Mustafa Fâzıl Paşa, gizli olarak kurulan Yeni Osmanlılar Cemiyetini destekleyerek bu intikamını almıştır. Haziran 1866’da Mısır Valilerine Hidiv ünvanı verildi ki, kral naibi demektir.
Osmanlı askeri içerdeki iktidar mücadeleleriyle çalkalanırken, Sırbistan’da yine problemler çıkıyor ve Osmanlı Devleti, Nisan 1867’de 345 yıllık hâkimiyetinden sonra Belgrad’ı tamamen Sırp Prensliğine terk ediyordu. 1864’de İyonya Adalarını Yunanistan’a bağışlayan İngiltere, Yunanlıları şımartmış ve Girit’te karışıklıklar başlamıştı. Rusya’nın da desteğiyle Eylül 1866’da Girit İsyanı başladı. Osmanlı Devleti enosis = Yunan’a iltihak’tan başka bir şey istemeyen Rumlarla anlaşamadı. Sadrazam Âli Paşa’nın bizzat Girid’e gelmesi üzerine Fransa, Rusya, Prusya ve İtalya işe karıştı ve Âli Paşa, Ocak 1868’de meşhur Girit Fermanını ilan etti. Artık ada Yunanistan ile Osmanlı Devleti arasında sanki ortak bir eyâlet gibi idi.
Bu arada Sultân Abdülaziz, kendi zamanına kadar hiç bir Osmanlı Padişahının yapmadığı ve 1950 yılına kadar da hiç bir Türk Devlet Başkanının yapmayacağı bir işi yaptı. Yani 46 gün sürecek Avrupa Seyahatine çıktı. Davet, III. Napolyon ve Kraliçe’nin davetiyle Paris’ten başladı. Çok büyük ilgi gördü. Arkasından Galler Prensi VII. Edward’ın karşıladığı Londra ziyareti ile devam etti ve burada Kraliçe Victoria ile görüştü. Halkın çılgınca alkışladığı Abdülaziz, daha sonra Brüksel’e geçerek Kral II. Leopold ile öğle yemeği yedi. Berlin seyahati davetini özürleri sebebiyle kabul edemeyen Sultân Aziz’le Prens Bismarck’ın tavsiyesiyle Prusya Kralı ve Kraliçesi, Berlin’e 460 km uzaklıkta bulunan Koblenz’e kadar gelerek görüştü. Bu durum, Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki etkisini göstermesi bakımından önemli idi. İstanbul’a dönerken Viyana Garında Avusturya İmparatoru ve Macaristan Kralı tarafından karşılandı. Daha sonra da Budapeşte’ye uğradı ve Vidin yoluyla İstanbul’a döndü (21.6.1867-7.8.1867).
Bu arada Osmanlı Devleti’nin idarî, hukukî ve siyasî ıslâhâtı da devam ediyordu. 1862’de günümüzün Sayıştay’ı demek olan Div’an-ı Muhâsebât ve 1868’de günümüzün Danıştay’ı olan Şûrây-ı Devlet kurulmuştu. Günümüzün Yargıtay’ı demek olan Divan-ı Ahkâm-ı Adliye de Abdülaziz devrinde tesis edilmişti. Mecelle’nin hazırlanması için hazırlıklar yapılmıştı. 1868-1869 kışında Yunanistan’la savaşa ramak kalması ve Paris Konferansı ile tatlıya bağlanması; Kasım 1869 tarihinde Süveyş Kanalının açılması, Abdülaziz döneminde meydana gelen önemli olaylardı.
BEŞİNCİ SULTAN MURAD
V. SULTAN MURAD
Babasi : Sultan Abdülmecid
Annesi : sevk efzâ Kadin Efendi
Dogumu : 21 Eylül 1840
Vefoti . 29 Agustos 1904
Saltanati : 1876'da (93) gün
Besinci Murad da Istanbul'da dogdu. Degerli âlimler tarafindan yetistirildi. Siir ve Nesir üzerinde çalismalar yapti.Tahta çiktiginda 35 yasinda idi. Sultan Abdülaziz'i tahttan indirenler onu padisah yaptilar. Tahta çiktigi zaman akli muvazenesi tamamen bozuldu. Dünyanin en mütehassis doktorlarina teslim edilmesine ragmen iyilesemedi. Zamaninda Osmanli Tarihinin en büyük cinayeti islenmistir. Hüseyin Avni Pasa, Mithat Pasa ve kafadarlari, bir baska ihtilâl olur da Sultan Abdülazizi tekrar tahta çikarirlar korkusu ile Sultani hapsettikleri Feriye Sarayinda hunharca sehid ettiler.Bu hadiseden 11 gün sonra, Binbasi Çerkez Hasan Olayi oldu. Bir kabine toplantisinda Sultan Abdülaziz'in kayinbiraderi olan Binbasi Hasan Bey, Hüseyin Avni'yi, Hariciye Naziri Rasit Pasa'yi ve bir de subayi öldürdü.Böylece Hüseyin Avni'den enistesinin intikamini almis oldu.Devlet bu devrede Rüstü Pasa tarafindan idare edilmekteydi. Bu sirada ise devletin en büyük felâketi olan Osmanli - Rus Harbi basamak üzereydi. Besinci Murad Abdülaziz ile beraber Avrupa seyahatine çikmis ve bilhassa Fransa'yi yakindan tanir hale gelmisti. Mükemmel bir Fransizca biliyordu. Müsikisinasti. Fakat bütün bu meziyetleri tahta çiktiginda bir ise yaramadi. Akli muvazenesi bozuldugu için, devletin ileri gelenleri onu tahttan indirmek mecburiyetinde kaldilar. Hayatinin sonuna kadar Çiragan Sarayinda oturdu. Bir müddet sonra akli tamamen düzeldi. Hayati çiragan Sarayinda geçti. Yine bu sarayda 64 yasinda iken vefat etti. Yeni Camii yanindaki türbeye gömüldü. (Allah rahmet eylesin)
Erkek Cocuklari : Mehmed Selahaddin.
Kiz Cocuklari: Fehime Sultan, Fatma Sultan, Hadice Sultan.
Kaynak: Osmanli tarihi
II. ABDÜLHAMİD HAN
II. ABDULHAMİD HAN
Osmanli pâdisâhlarinin otuzdördüncüsü, Islâm halîfelerinin doksandokuzuncusudur. Sultan Abdülmecîd'in ikinci oglu olup 1842'de dünyâya gelmistir.
Genç yasta dînî ve fennî ilimleri mükemmel bir sekilde ikmâl etti. Sâzeliyye tarîkati seyhi Mehmed Zâfir Efendi ve Kâdiriyye tarîkati seyhi Ebu'l-hüdâ Efendi'den feyz alarak zâhirdeki dirâyetini, mânevî bir kemâl ile de tâçlandirmistir.
Daha genç yasta zekâsi ve siyâsî kâbiliyetleriyle temâyüz etmis bulundugundan amcasi Sultân Abdülazîz Han, Misir ve Avrupa seyâhatlerinde O'nu da yaninda götürmüstü.
Çok nâzik idi. Herkesin gönlünü almasini bilirdi. Fevkalâde bir zekâ ve hâfizaya sâhibdi. Bir defa gördügü veya sesini isittigi kisiyi aslâ unutmadigina dâir kaynaklarda sayisiz misâller vardir. Alman birligini kurmus olan Prens Bismark rivâyete nazaran:
"Dünyâda yüz gram akil varsa, bunun doksan grami Abdülhamîd Han'da, bes grami bende, kalan bes grami da diger dünyâ siyâsîlerindedir..." demistir.
O'nun en büyük talihsizligi, devleti çok kötü sartlar altinda eline almis olmasidir. Buna ragmen hiç yilmadan, bikmadan müthis bir zekâ, sabir ve büyük bir mahâretle devleti, otuzüç sene ciddî bir kayba ugratmadan idâre etmistir.
Sultân Abdülazîz merhûm gibi büyük masraflari ve dis borçlanmayi mûcib olan harpçi bir siyâset takibi yerine, gelisen sanayî hareketleri dolayisiyla batida temâyüz etmis bulunan iki devleti karsi karsiya getirmek ve onlarin menfaat çatismalarini tahrîk ederek ülkeyi -âdetâ- bir sirat köprüsü üzerinde yürütmek, O'nun siyâsetinin temel esasi olmustur.
Bu sulhçu siyâsetin neticesinde yeni askerî yatirimlarin masrafindan kat'an nazar dis borçlarin 300 milyon altindan, 30 milyona indirilmesi saglanmistir. Abdülhamîd'in Almanlar'i Ingiliz siyâsî emellerine karsi mâhirâne bir sûrette kullanmasinin çok çesitli ve parlak tezâhürleri vardir. Medîne demiryolu imtiyâzinin Almanlar'a verilmesi ve stratejik bir mevkî olan Akabe'nin onlarin yardimiyla Ingilizler'den kurtarilmasi, bunun târihte en tipik bir misâlidir.
Abdülhamîd Han, 93 Harbi felâketinden aldigi dersle gayr-i mütecânis ve devleti parçalamaya sürükleyebilecek cereyanlarin müsâhede edildigi Meclis-i Mebûsân'i böyle bir felâkete mânî olabilmek için 1878'de süresiz olarak kapatmistir.
Mithat Pasa ve avanesinin sebep oldugu 93 Harbi felâketinin neticesinde Rumeli'de kaybedilen topraklardan pek çok müslüman ahâli, muhâcir olarak Istanbul'a gelmis bulunuyordu. Bunlarin magdûriyetlerini istismâr ederek toplayabildigi bir kisim issiz-güçsüz takimiyla Çiragan Sarayi'na yürüyen Ali Suâvî, Sultân Abdülhamîd'i devirerek, bu sarayda mahbus bulunan V. Murad'i tekrar tahta geçirmeye tesebbüs etti. Sultan V. Murad, mason Mithat Pasa ve avanesi tarafindan tâ sehzadeliginden beri hususî bir sûrette yetistirilmisti. O da, akil hocasi Mithat Pasa gibi otuzüç dereceden bir masondu. Fakat hiç süphesiz bu teskîlata onun gerçek hüviyetini bilmeden girmisti. Bununla beraber serîrler, kendisi pâdisâh olsa menfûr emellerine daha kolay ulasacaklarini düsünüyorlardi. Ali Suâvî ise, Sulltan Abdülhamîd Han tarafindan Galatasaray Lisesi müdürlügünden bozuk siyâsî düsünceleri sebebiyle azledilmis bulunmanin igbirâri (gücenikliligi) ile haraket ediyordu. Gerçekten de Ali Suâvî, yavas yavas yahûdî siyâsî emellerinin hâkim olmasiyla Osmanli aleyhtarligina meyleden Ingiliz siyâsetinin kör bir âleti durumundaydi.
Besiktas muhâfizi yedi-sekiz Hasan Pasa'nin kafasina indirdigi bir sopa ile Ali Suâvî'nin can vermesi bu ihtilâl tesebbüsünün akîm kalmasini saglamistir. Ancak Sultân Abdülhamîd, bu ve benzerî vak'alar dolayisiyle mâruz bulundugu büyük tehlikeyi kavramis, devrinin sözde münevverlerinin hamâkat ve ihânetlerine ilâveten rum, ermeni ve yahûdîlerin kaynattiklari fitne kazani sebebiyle muârizlarinin "istibdâd" diye adlandirageldikleri siki bir dâhilî siyâset tâkibine mecbûr kalmistir.
Abdülhamîd Han, bu karisik iç bünyeye ragmen halkin huzûru ve ülkenin selâmetini saglayabilmek için bugünkü modern devletlere bile örnek olabilecek derecede sumüllü bir istihbarat teskilati kurmustur. Bu teskilâtta kendisine karsi bombali bir suikasti gerçeklestirmis bulunan ermeni asilli Jorris'i dahi bir istihbârât elemani olarak kullanmasi, sâyân-i dikkattir. Hattâ Ingilizler'in Madrit büyükelçileri vefât ettiginde, onun açilan çelik kasalarinda Sultân Abdülhamîd'le muhâbere hâlinde bulunduguna dâir vesâikin ortaya çikmasi, Ingilizler'i bu istihbârâtin kuvvet ve sumülü hakkinda dehsete sevketmistir. Kendisi tahttan indirildikten sonra azili muhâlifleri tarafindan Çiragan Sarayi'nin yakilmis bulunmasi da, O'nun bu müthis istihbârât teskilâti ile alâkalidir. Zîrâ bu sarayin bodrum katlari, lebâleb Sultân Abdülhamîd'e verilmis jurnallerle doluydu ve hiç süphesiz ki saray, onlari yok etmek için yakilmisti. Çünkü bu jurnaller, Ittihat ve Terakkî'nin ileri gelenlerini birbirine düsürecek mâhiyetteydi. Sathî bir nazarla bakildiginda, bunlarin birbirleri aleyhine Sultân Abdülhamîd Han'a jurnallik ettikleri ortaya çikmaktadir.
SULTAN MEHMED REŞAD
SULTAN MEHMED REŞAD
Babasi : Sultan Abdülmecid
Annesi : Gülcemal Kadin Efendi
Dogumu : 2 Kasim 1844
Vefati : 3 Temmuz 1918
Saltanati : 1909 - 1918 (9) sene
Besinci Mehmed Resad Istanbul'da dogdu.Orta boylu, mavi gözlü ve beyaz tenli idi. Siirle de mesgul oldu. Fakirlere ve hastalara çok yardim ederdi. Tarih kitaplarini okumaktan zevk alirdi. Çok kuvvetli bir hafizaya sahipti.Babasi onun tahsiline cok ehemmiyet verdi.Daha ziyade sark ilimleri ile mesgul oldu.Sultan Devrinde idareye hiç tesiri olmuyordu.Daha ziyade devlet pasalarin ellerindeydi. Mesrutiyet ilân edilmis ve Meclis-i Mebusan karari müessir olarak bulunuyordu.Bu devirde 1910 senesinde Arnavutluk isyani bastirildi. 1912'de Balkan Harbi basladi.1914'de Almanlarin safinda, Birinci Dünya Savasina girildi. 1915'de Müttefikler hemen bütün taarruzlari durdurdu. Ingilizler ve Fransizlar Çanakkale'de 130.000 ölü verdiler.1916'da Çanakkale'yi geçemiyeceklerini anlayan Ingiliz ve Fransiz kuvvetleri çekildiler.1917'de yapdan antlasma ile Rusya, Kars,Batum ve Ardahan'dan çekildi. 1918 senesinin Temmuz ayinda Besinci Mehmed Resad vefat etti. Vefatinda 73 yasini geçiyordu. Eyüp Sultan'daki türbesine gömüldü. (Allah rahmet eylesin)
Erkek çocuklan : Mehmed Necmeddin,Mehmed Ziyaeddin, Ömer Hilmi.
Kiz çocugu olmamistir.
Kaynak: Osmanli tarihi
SULTAN MEHMED VAHİDUDDİN (VAHDETTİN)[/
SULTAN MEHMED VAHİDUDDİN (VAHDETTİN)
Babasi : Sultan Abdülmecid
Annesi: Gülistü Kadin Efendi
Dogumu : 2 Subat 1861
Vefati : 15 Mays 1926
Saltanati : 1918 - 1922 (4) sene
Mehmed Vahidüddin de Istanbul'da dogmustur. Orta boylu, zayü fakat kuvvetli bir vücudu vardi. Kiymetli ulema tarafindan iyi bir tahsil yaptirildi.Tahta çiktiginda Osmanli Devleti en kötü günlerini yasiyordu. Birinci Dünya Savasinda kendi cephelerimizde gâlip gelmemize ragmen yenik çikmistik. En agir sartlari ihtiva eden Mondros ve Sevr anlasmalari yapildi. Devletin tamamen elden çiktigini gören padisahin yüksek seviyede bir gizli toplanti yaparak zamaninin kabiliyetli subaylarina, Anadolu'ya geçip milleti istilâcilara karsi ayaklandirip teslim olmamalarini tavsiye ettigi söylenir. Anadolu'da Milli kiyam harekâti oldu. Milli Meclis tesekkül etti. Yeni meclis Padisahligi kaldirarak, Cumhuriyet idaresini kabul etti. Zaten Istanbul isgal altinda idi.Padisahin elinde ne bir kuvvet ve ne de bir selâhiyet vardi. Padisahligin kaldirilmasi ve Osmanli Hanedanina yapilan tenkitlerin son hadde varmasiyla Istanbul'dan, dolayisiyle Türkiye'den ayrildi. 641 senelik Osmanli Hanedaninin son üyesi, son padisahi ve müslümanlarin yüzüncü halifesinin bu ayrilisinda sene 1922 idi. Avrupa'nin bir çok yerlerine ugradi. Pek çok yerden oturma teklifi aldi. Fakat hiç kimsenin gizli gayesine alet olmadi. Nihayet Italya'nin San Remo sehrinde oturmaya karar verdi. Vefatina kadar orada kaldi. Hayati maddi sikintilar içinde geçti. 15 Mayis 1926 tarihinde vefat etti. Cenazesi Türkiye'den istenmedigi için Türkiye'ye getirilemedi. Borçlari bulundugundan tabutuna haciz kondu. Suriye Devlet Baskani cenazeye sahip çikti ve tabutu Suriye'ye getirtti. Sam'da Sultan Selim Camii avlusuna defnedildi. Vefatinda 65 yasinda idi. Defnedildigi mezarlik 1965 senesinde park haline getirildi. Simdi mezarinin da kat'i olarak nerede oldugu belli degildir. (Allah rahmet eylesin). Son padisahin Seyhülislamlari: Musa Kazim Efendi, Dagistanli Ömer Hulusi Efendi, Hayderi Zâde ibrahim Efendi, Mustafa Sabri Efendi, Dürri Zade Abdullah Efendi, Medeni Mehmed Nuri Efendi.
Sadrazamlari : Talat Pasa, Izzet Pasa, Ahmed Tevfik Pasa,Damad Ferid Pasa, Ali Riza Pasa, Hulusi Salih Pasa ve Tevfik Pasa.
Erkek çocuklari: Mehmed Ertugrul Efendi.
Kiz çocuklari: Rukiye Sultan, Sabiha Sultan,Fatma Ulviye Sultan.
Kaynak: Osmanli tarihi
2 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
2 sayfadaki 2 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz